Avanos Masaj Salonu Masöz Ayşe

Avanos Masaj Salonu

Üstünden geçip giden hava enstrumanları yoktu -baloya katılan son davetli kendisi olacak şeklinde görünüyordu. Kaçmanın, özgürlüğün, gücün tadını çıkararak yokuş yukarı ilerlemeye devam etti. Ve sonra azap dolu anlamış olur başladı. Yağmur arabanın üstüne bir sağanak hâlinde yağıyor, sarayın ışıklarını bulanık bir sis gerisinde bırakıyordu. Metale ve cama düşen damlaların sesi sağır ediciydi. Farlar da çalışmadığı için, ön camın ötesi artık gözden kaybolmuştu. Cinder ayağını fren pedalına bastırdı. Aslabir şey olmadı. Paniğe kapıldı ve çaresizce, yerinden kıpırdamayan pedala bastırmaya devam etti. Fırtınanın önünde bir karaltı belirdi. Cinder çığlık atarak elleriyle yüzünü korumaya aldı. Avanos Masaj Salonu

Avanos Masaj Salonu

 

Cinder’ın göğsü, emniyet kemerinin uyguladığı tazyikla yanıyordu. Cinder titreyerek dışarı baktı. Ağacın üstünden düşen bordo renginde ıslak yapraklar ön cama yapışıyordu. Damarları adrenalinle dolarken, nefes alıp vermesi gerektiğini hatırladı. Kontrol paneli, uygun hareketin ne olacağı mevzusunda onu bilgilendirdi: Ağır ve ölçülü nefesler al. Fakat nefes almak da minimum güvenlik kemeri kadar canını yakıyordu. Sonucunda, Avanos Masaj Salonu titreyen bir elini uzatarak kemeri çözdü ve üstünden attı. Kapısının camından içeri dolan yağmurun yanı sıra, tepedeki bir delikten sızan damlalar da omzuna vuruyordu. Başını koltuğun arkasına yasladı ve yürümeye gücü olup olmadığını merak etti. Belki de bu muson yağmurunun dinmesini beklemeliydi.

 

Bunun benzer biçimde yaz fırtınaları asla çok uzun sürmezdi. Bir göz kırpışı süresince sona ermiş olabilirdi. Islanmış eldivenlerine baktı ve niye yağmurun dinmesini bekleyeyim diye düşündü. Gururdan değil. Saygınlıktan da değil. Hatta bu noktada, sırılsıklam olmak, hemen hemen bir gelişme bile sayılabilirdi. Derin bir nefes alarak kapı kolunu çekti ve açılması için çizmeleriyle sağlam bir tekme savurmak zorunda kaldı. Sağanak yağmurun altına adım attığında, Avanos Masaj Salonu tenine vuran damlalar serin ve rahatlatıcı bir his veriyordu. Kapıyı çarparak kapattı, alnına yapışmış saçlarını geriye ittirdi ve arabada oluşan hasarı inceledi. Arabanın ön tarafı ağacı kucaklamışçasına içeri göçmüş, kaporta tıpkı bir akordeon misali sağ koltuğa doğru katlanmıştı.